Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Bilecik’te referandum bilgilendirme toplantısında “Milli bir meseleyi, milli bir davayı, Türk milletinin ve Türk devletinin bu dönemde karşılaştığı en zor davayı bir siyasi parti ya da particilikle eş tutanlar, kendi zihinlerini yansıtmaktadırlar” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Bilecik Belediye Kültür Sitesinde toplanan kalabalığa seslenerek, Şeyh Edebali şehrinde bazı akıllıca cevaplar vermeleri gerektiği belirtti. Feyzioğlu, “Anayasa halk oylaması sürecinde huzurlarınıza gelip vatandaşları bilgilendirmeye çalıştırmaktadır. Bu konuda zaman zaman devletin en üst yöneticileri ile onlara yakınlıklarıyla bilinen hukuk fakültesi mezunu bazı kişiler tarafından bize sorular sorulduğunu hatta ağır eleştirilerle karşı karşıya kaldığımızı istifa et, geç bir partinin başına dendiğini duyuyoruz. Milli bir meseleyi, milli bir davayı, Türk milletinin ve Türk devletinin bu dönemde karşılaştığı en zor davayı bir siyasi parti ya da particilikle eş tutanlar, kendi zihinlerini yansıtmaktadırlar. Bu iş partiler arası bir yarışma meselesi değildir ve bu işi bir partinin içinde genel başkanlık amacıyla takip eden kim varsa da alçaktır. Kişi diğerini de kendi bilir derler. Elbette sözüm meclisten dışarı. Kimseyi kötü bir kelimeyle suçlamak değil benim niyetim. Fakat milli bir davaya, milli bir şuurla, milli bir hassasiyetle yaklaşılmasını kendileri yapmayanlar başkalarının yaptığını anlamayabilirler. Türkiye Barolar Birliği bu iş ile niye ilgili? Türkiye Barolar Birliği'nin görevidir anayasayı anlatmak. Avukatlık Kanunu'nda açıkça yazıyor, bunu çalış, değerlendir, Meclise anlat, cumhurbaşkanına anlat. Onlar anlamazsa, millete anlat. Onlar anlamadığı için millete anlatıyoruz. Halk oylamasına sunulacak bir anayasa paketinin hiç kuşkusuz anlatılacak yeri halktır. Bu bizim kanuni vazifemiz. Dün de avukatız, bugün de, yarın da avukat olacağız.
Avukatları hiç kimse kullanamaz. Bu bizim sükunetle verdiğimiz cevap. Biz biliyoruz ki ne yaparlarsa yapsınlar 16 Nisan'da hayır çıkacak. Bizim kaybedecek vaktimiz yok, bizim kazanacak bir halk oylamamız var. Milletin yüzde 50'sinden fazlası hayır dediği halde bunu gördüğümüz halde siz bize avukatların tamamı hayır mı diyor ki siz sokaklara indiniz diye soruyorlar. Avukatların bir çoğu tabi ki hayır diyor, çünkü incelediler. Çünkü sorduk. Şeyh Edebali'nin çok sevdiğim bir sözü var. Tam da anayasa paketi değiştirilmesine göre söylenmiş bir söz. Şeyh Edebali anayasa değişikliği paketini görseydi, kim bilir o muhteşem sözlerine daha neler eklerdi. 'Öfken ve nefsin bir olup aklını mahrur ederler oğul. İnsanın nefsi vardır. Bizim bu dünyadaki imtihanlarımız dan biri bu nefse hakim olmaktır. Zaman zaman oluruz, zaman zaman olmayı başaramayız çünkü insanız' derdi” dedi.
“Anayasa'dan okudum bir anayasacı olarak. Hiç memnun olmadım”
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum ise; kendisinin siyaseti bıraktığı belirterek, “Üniversitede çok sevdiğim ders vermeye geri döndüm. Bir öğrenciye bir şey anlatsak iyidir, yararlıdır bir kelime öğretebilsek diyorduk arada bu anayasa meselesi çıktı. Anayasa'dan okudum bir anayasacı olarak. Hiç memnun olmadım. Ve o arada bir şeyler yapmak lazım. Bu anayasanın geçememesi bu anayasanın en azından bu şekliyle devam etmemesi lazım diye düşünüyordum. Bu anayasayı zaten sizler biliyorsunuz amacımız sizlere bilmediğiniz tamamıyla yabancı olduğunuz bir şeyleri anlatmak değil, neden bildiğinizi de şimdi söyleyeceğim ama, hukuk metnini nereden bilelim diyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti yeni var olmuş, yoktan var olmuş bir devlet değili bir cumhuriyet değil. Ne ellilerde kuruldu, ne 90'larda Sovyetler Birliği yıkılınca kuruldu hatta ne de 20'l erde kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti koskoca bir 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması üzerine bu topraklarda kurulan çok önemli bir cumhuriyet. Bizim geçmişimiz 10 yıllık, 20 yıllık değil. Sizlerin hepsinde Türk milletinde başka milletlerde olmayabilecek bir birikim var. Osmanlı Devleti çok önemli bir devlet. Beğenelim, beğenmeyelim. Beğenmeyecek halimiz yok. Ama içinde çok önemli padişahlar vardı. Fatih Sultan Mehmet'in, Kanuni Sultan Süleyman'ın hocalarını bile hocalarını akıl aldığı hocalarını bile biliriz” dedi.
“İsterdim ki bu toplumsal sözleşme kavga etmeden birlik içinde herkesin görüşü alınarak yapılsın”
Bilecik Barosu Başkanı Av. Halime Aynur, Türkiye’nin 16 Nisan günü referanduma gittiğini söyledi. Anayasa demek, toplumsal sözleşme demek olduğunun altına çizen Aynur sözlerine şöyle devam etti:
“İsterdim ki bu toplumsal sözleşme kavga etmeden birlik içinde herkesin görüşü alınarak yapılsın. Ama olmadı. Anayasa gibi ülkenin ve milletin geleceğini 10 yıllar boyunca etkileyecek değişikliler için bilgilenmekten değil, bilgisizlikten korkmalıyız. Demokrasi hukuk ve geleceğimiz adına çok önemli bir değişikliğe oynayacağımız 16 Nisan referandum öncesi halkımızı değiştirilecek olan anayasa maddeleri hakkında bilgilendirmek, hukuki boyutunu anlatmak Türkiye Barolar Birliği'nin baroların ve biz hukukçukların en önemli görevlerindendir. Bizlerde Bilecik Barosu olarak üzerimize düşen bu sorumluluğun bilinciyle anayasa değişikliğine ilişkin görüşlerimizi, kaygılarımızı gördüğümüz tehlikeleri kamuoyuyla daha önceden paylaşmıştık” dedi.
