Bilecik Edebali Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Arif Durmuş çarpıcı açıklamalarda bulunda.
Başkan Arif Durmuş Şeyh Edebali türbesinde yaptığı açıklamada, Bilecik’te doğmaktan, Bilecik’te büyümekten ve bu coğrafyada tarihi hazinenin üzerinde bulunmaktan çok mutlu olduğunu belirtti. Durmuş, “Allah herkese de buraya da gelmeyi nasip etsin. Burada gelmek duymak bir şey değil burada yaşamak mesele. Burayı Edebali’nin sözlerinden onun yaşamış olduğu bu coğrafyadan ve tarihi yerlerinden gezip görüp feyz almak her Müslümanın her Türk'ün başta görevidir yani. Ama buraya beyniyle gelsin insanlar midesiyle değil. Başta tabi ki ilimizin diyoruz ki kuruluşun başkenti de nasıl kuruldu burada Osmanlı cihan devleti. Tabi bir fetihler var burada, Osmanlı kabileler halinde geldi bu topraklarda birleştiler kabileleri birleştirdiler ve güç verdiler birbirlerine. Birbirlerine kardeşçe dostça ve kimseyi aşağılamadan buralarda vakit geçirdiler, yaşadılar. Bilecik'te birçok kilise vardı hiçbir kiliseyi yıkmadan onlarda camilerini yaptılar. Kiliseye gidenler kilisesine gitti, camiye gidenlerde camisine gitti. Öteleştirmediler, bayrağımızı hep yukarıya gitmek istediler yani Osmanlıdan beri. Ama ne yazık ki Bilecik'in fethi beyniyle kutlanmıyor burada” dedi.
“5 BİN 10 BİN KİŞİLİK PİLAV DÖKÜLÜYOR DA HALK BURAYA GELİYOR DEMEK DEĞİLDİR ŞENLİKLER”
Konuşmasına devam eden Başkan Durmuş, kutlanan şenliklerin 5 bin kişilik 10 bin kişilik pilav döküyor da halk buraya geliyor demek olmadığı belirtti. Durmuş, “Buraya gelen ziyaretçi benim algıladığım bir takım şeyler bulunmakta. Ve görüyorum bakın ben burada bugün ziyaretçi akımı var. Niye geliyorlar buraya gönülden geliyor ziyaretçiler. Birde getirilenler var getirilenler taşımacılıktır. Bunları taşırsın gelirler giderler. Bunlar midesi için gelirler ama beyniyle gelsin diyorum buraya ben ve Bilecik'in fethini iyi bilmek lazım, beyniyle hareket etmek lazım. Buraya 50 bin kişi ziyaretçi geleceğine ben istiyorum ki 5 bin kişi gelsin ve o 5 bin kişi ben buraya Bilecik’e gönülden geldim desinler. Beyniyle gelsin buraya seven gelsin. Bilecik'in fethini çok iyi algılayalım. 2012 yılının 3'üncü ayının 20’sinde Üniversitemize ben vermiş olduğum bir dilekçe vardı. Onun üzerine Bilecik'in fethi kışlaktan yazlığa çıkarken fethedilmiş. Bunun 774 yazılı çıkış yazısı da var benim derneğimde mevcut bu. Ne yazık ki ben böyle bir fetih kutlaması istiyorum elbet istemez miyim bizden doğdu bu ama burada Osmanlı devletinin kuruluşunu canlandırmak lazım. Bunu iyi algılamak beynimizle algılamak lazım. Yoksa biz burada etkinlik yapıyoruz. Efendim 5 bin kişilik 10 bin kişilik pilav döküyorum da halk buraya geliyor demek değildir” dedi.
“BİLECİK’İN NASIL FETİH EDİLDİĞİNİ İNSANLARA GÖRSEL OLARAK GÖSTERSİNLER”
Başkan Arif Durmuş, nasıl fetih edildiğini laf ile söz ile anlatılarak olmayacağını ancak görsel olarak yaşayıp yaşatmak lazım olduğunu belirtti. Durmuş konuşmalarının devamında, “Biz dışarıya gittiğimiz zamanlar ben şuna gittim bakın. Konya'ya Mevlana'yı ziyarete gittim anma günlerinde. Ben oraya ziyarete giderken orada bir şeyler aldım almaya gittim. Hacı Bektaşi Veli'nin anma günlerinde oraya gittim ziyarete gittim orada da bir şeyler almak istedim. Orada ne yapıyorlar Mevlana’yı anma gününde bütün siyasiler geliyor onların anışında semazenler var sunumu var. O insanların cezbedici bir şey var göz aşinalığı var. Hacı Bektaş Veli'de aynıdır. Bakın bunlar çok önemlidir. Biz diyoruz ki nasıl fetih edilmiş. Laf ile söz ile birisinin anlatmasıyla değil bu. Yaşamak lazım yaşatmak lazım. Bunu nasıl yaşatacağız, şu şekilde. Burada boylara kadırga boyuna, kayı boyuna kadar bir çok boylar gelmiş. Burada ne yapmışlar. Ertuğrul Gazinin Osman Gaziye beyliğinin verilişi. Buda ne zamandır fetihten sonra tabi. Burayı fethi ettiler beylik onundur yani. Bunu canlandırmak lazım çok yakın zamanda dizileri var mesela kuruluş dizisi. Bu çok basit bizim halkımızda eğer bu halk bunu doğurur zaten burada. Halk seviyor bu görevleri. Mesela ahilik ve kuşatma ekibimiz var. Bilecik'te gönül sevdalısı bu insanlar bunu biz yapıyoruz. Bunu da yaparız biz bu Bilecik'te. Eğer ki biz bu kuruluşu Osmanlı cihan devletindeki kuruluşu eğer burada biz canlandıralım Bursa'da gider ister bizden bunu İstanbul’da ister. Çünkü Edebali’ye her güzel söz yakışır. Edebali’nin bir güzel sözü vardır. O kadar güzel sözden hangisini acaba yaşatabiliyoruz. Duyduklarımızı yapamıyoruz. Sadece laf ile almışız elimize kitabı okuyoruz. Biriside yazmış, Bilecik'i görmeden bilmeden kitap yazanlar var. Bak mesela şuanda ipek yolları diyoruz belki bilmiyorum tabi sizin. İpek yolları deyince Burası bir ipek yolunun imalat yeri ipek yolu geçiyor buradan. Burası merkez dünyanın birçok yerine buradan kervanlar geçmiş. Kervansaraylarımız vardı bizim Osmanlıdan çok zamana kadar. Cumhuriyete kadar da vardı bunlar. Bizim aş evlerimiz vardı kervansaraylarımız vardı. Bilecik kuruluşun ana evi. Ana evi ne demek gençler ana evi demek şu, Osmanlı burada kuruldu buradan dışarıya fetih ettiği yerlere buradan kazandığına oralar götürdü. Neden götürdü. Orayı mağdur etmedi. Buradaki üretim buradaki ganimeti hep oralara sarf etti. Ana evi budur. Ama bende inanıyorum sizler onun sözü gene 3 kızı olan çok iyi bilir. "Bir ananın evinde kızı giderken her ihtiyacını ana görür kendi evi boş kalır “ derdi. Hakikaten Bilecik’te budur ana evi demek budur iste. Yani şimdi şunu söylemek istiyorum. İpek yolunda eğer yakın zamanlarda dedim ya kitabı yazanlar var ama Bilecik’i gezmeden ve İpek Yolları’nın nerden gittiğini bilmeden biz bu yıl olarak üniversitemizdeki hocalarımızla çok gezdik. Bu coğrafyayı günlerce gezdik. İnanın ki gezdiğimiz yerlerde Allah nasip eder inşallah bunu da yakın bir zamanda çekimlerini de yapacağız” dedi.
