BİLECİK'TE EĞİTİM İLE İLGİLİ SENDİKALAR ÖĞRETMENE YAPILAN ŞİDDETİ KINADILAR

Geçtiğimiz günlerde Bilecik Ertuğrul Gazi Lisesinde bir öğretmen öğrenci tarafından darp edildiği iddiaları yaşanmıştı.

08 Aralık 2014 Pazartesi 11:11
2481 Okunma
BİLECİK'TE EĞİTİM İLE İLGİLİ SENDİKALAR ÖĞRETMENE YAPILAN ŞİDDETİ KINADILAR

 Geçtiğimiz günlerde Bilecik Ertuğrul Gazi Lisesinde bir öğretmen öğrenci tarafından darp edildiği iddiaları yaşanmıştı. 

 

 

  Bu iddialara ilişkin Bilecik’te bulunan Eğitim Sendikaları bugün Ertuğrul Gazi Lisesi önünde toplanarak ortak bir basın açıklaması yaptılar. Sendikalar adına açıklamayı yapan Türk Eğitim-Sen Bilecik Şube Başkanı Ömer Yel, 5 Aralık Cuma günü Ertuğrulgazi Lisesinde, öğretmen arkadaşları Hüseyin Çoban’ın, okul bahçesinde iken kendini bilmez bir grup öğrenci tarafından darp edildiğini söyledi. Sebebinin ise; bir gece önce pansiyondan ayrılmak için izin isteyen bir öğrenciye izin vermemesi olduğunu belirten Yel, açıklamasına şöyle devam etti.

 

 

  “Bu vahim olaya sebep olanları lanetliyoruz. Hüseyin hocamızın yaraları mutlaka iyileşecektir. Lakin tüm eğitim camiasının yüreğindeki yara hiçbir zaman iyileşmeyecektir. O yumruk ve tekmeler sadece arkadaşımıza değil, tüm eğitim çalışanlarına atılmıştır. Bizler görevleri başında daha iyi bir gelecek için çalışırken hak etmediğimiz çirkin saldırılara maruz kalıyoruz. Hastanede doktor, hemşire, sağlık memuru; okulda öğretmen ve idareciler; sokaklarda polisimiz ve diğer kamu çalışanları ile gençlerimiz toplumsal şiddetin kurbanı olmaktadır.”

 

 

  “BAŞIMIZA KUMA GÖMEREK SORUNLARIMIZ ÇÖZÜLMESİNİ BEKLEYEMEYİZ”

 

  Açıklamanın devamında, başlarını kuma gömerek sorunların çözülmesini bekleyemeyeceklerini belirten Yel, “Sorunların üstüne gidilmeli, toplumsal çareler aranmalıdır. Artık toplum olarak bu şiddete dur deme zamanı geldi de geçiyor. Hz Ali'nin bana bir harf öğretenin kölesi olurum felsefesi nere? Bugün bulunduğumuz yer nere?  Öğretmenler yıllardır öğrenci ve veli şiddetine maruz kalmaktadır. Bunun nedeni de; öğretmenlerin bir paçavra gibi kenara atılması, etkisizleştirilmesi, değersizleştirilmesi, korunup, kollanmamasıdır. Öğretmenleri çok maaş alıp, az çalışıyormuş gibi kamuoyuna lanse edenler, öğretmenlerin maddi ve özlük haklarını hiçbir şekilde savunmayanlar, sözleriyle öğretmenleri incitenler, onları küçümseyip hor görenler, okullarda öğretmene uygulanan şiddetin bir numaralı sorumlularıdır. Okullarda öğretmenin etkinliği son yıllarda çok azaltılmıştır. Öğretmenler etkisizleştirilmiş ve yetkisizleştirilmiştir. Disiplin yönetmelikleri çok yetersizdir. Öğretmenlerin görüntüsünü cüceleştirmeyin, devleştirin. Biz bu milleti öğretmenle bir yerlere taşıyacağız. Huzuru, refahı, gelişmişliği, kalkınmayı eğitim ordusuyla sağlayacağız.  Daha birkaç hafta önce öğretmenler gününü kutladık. Bu mu sizin öğretmene sevginiz? Bu mu sizin öğretmene saygınız? Bu mudur öğretmene verdiğiniz değer? Yazıklar olsun! Eğitim camiası bu durumu içine sindiremeyecektir. Burada toplanan eğitimci arkadaşlar bu olanlara seyirci kalmamak için toplandı. En demokratik hakkını kullanarak bugün buradan sesini duyurmaya çalışmaktadır” dedi.

 

 

  “EĞİTİMDE ÇALIŞANLAR PSİKOLOJİK BASKI ALTINA ALINIYOR, MADDİ İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN GÖREV YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”

 

  Eğitim çalışanlarının bu kadar psikolojik baskı altına alındığı ve maddi imkansızlıklara rağmen görevlerini yapabilmek için canla başla çalıştığı bir dönemde, toplumun çeşitli kesimlerinden, çok küçük bahaneler üretilerek salınan şiddet, milletin geleceğine sıkılan kurşun olduğunu ifade eden Yel, “Bu kurşunu sayın Milli Eğitim Bakanımız Nabi Avcı yüreğinde hissetmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde eğitim çalışanlarına daha iyi, itibarlı bir çalışma ortamı hazırlamak için gereken adımları bir an önce atmalıdır. Yaşanan bu vahim tablolara ne kadar seyirci kalacaksınız. Şiddet, toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Gerekli tepki verilmediği, failler bedelini ödemediği için, şiddet sıradan bir olaymış gibi toplum tarafından kanıksandı. Masum bir hak arama yöntemi gibi yaygınlaştı. Halbuki şiddetin masumu değil, mağduru vardır. Mağdur bazen doktor, bazen kadın, bazen çocuklar, bugünde maalesef eli öpülesi öğretmenimizdir. Öğretmeni itibarsızlaştırmak, geleceğimizi yok saymaktır. Öğretmen kaçırılır, şehit edilir. Okullar yakılır, yıkılır. Türk bayrakları yırtılır, Atatürk büstleri 3-5 çapulcunun oyuncağı olur. Yıkılan ve yakılan Türkiye’nin ve Türk Milletinin güzel geleceğidir. Kötülük; yapanın yanına kar olarak, iyi bir anı olarak kalmamalıdır.

 

 

  Öğretmen her şeyden önce itibarını istiyor. Öğretmenin görevi sınıfta, laboratuarda ve atölye de dersini anlatmak mıdır? Yoksa kapı bekçiliği yapmak mıdır? Öğretmenden güvenlikçi olmaz? Öğretmenden kapı bekçisi de olmaz? Öğretmen ancak güzel bir geleceğin bekçiliğini yapar? Erdemli bir gençliğin oluşması için maya hazırlar? Öğretmenimize şiddet uygulayan bu kendini bilmezleri şiddetle kınıyoruz, lanetliyoruz. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için tüm halkımızı ve devlet organlarını göreve çağırıyoruz. Bu toplumsal yaranın hep birlikte sarılmasını istiyoruz. Şiddet ve hakaret haberlerinin duyulmadığı bir Türkiye dileğiyle” diyerek açıklamaya son verdi.

 

 

 Toplanan kalabalık basın açıklamasını yaptıktan sonra olaysız bir şekilde ayrıldı.

Son Güncelleme: 08.12.2014 11:11
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner22

resim yükleresim yükle