Bilecik İl Özel İdaresi'nin, güçlendirme gerektiği ve tadilat masrafları yüksel olduğu gerekçesiyle kiracısı ile sözleşmesini yenilemediği tarihi Bilecik Şehir Hamamı 1 Ekim günü kapanıyor. Kentteki tek hamanın 11 yıllık işletmeci Necmi Yıldırım ise; alınan bu kararla şehirde hamam kalmayacağını, bütün vatandaşlar gibi kendisinin de mağdur olacağını belirtti.
Bilecik'in tek hamamı olan ve haftanın belirli günlere kadınlara diğer günler erkeklere hizmet veren 80 yıllık tarihi Bilecik Şehir Hamamı kapanıyor. Daha önceden de hep kiraya verilerek işletilen hamamın 11 yıllık işletmeci Necmi Yıldırım, konu hakkında İHA muhabirine açıklamada, ailece yıllardır işlettikleri hamanın kapatılacak olmasından büyük mağduriyet yaşadığını anlattı. Bu hamamı tek başına çalıştıramayacağını anladığını için liseyi okuyan çocuğunun eğitimini yarıda kesip yanına aldığını anlatan Yıldırım, “Bu iş yalnız olmadığı için ben çocuğumu, ailemi buraya bağladım. Benim çocuğum burası yüzünden mağdur oldu. Ben onu bir işe veremedim, okutamadım da. Sırf bu hamamın yüzünden. Ben bu hamamı tutarken, devir alırken İl Özel İdare bana burayı verirken buranın satılacağından ya da yıkılacağından hiç bahsetmedi. Ben şimdi buradaki malzememi götürmüş olsam ne yapacağım? Nerede değerlendireceğim, ne yapacağım? Hiç bir şey yapamam, çöpe atacağım. Alırken hepsi ateş pahası” dedi.
“Nerede bu hamamın çürüklüğü"
Necmi Yıldırım, hamamı İl Özel İdare’den devraldığı zaman masraflar ettiğini anlattı ve depreme dayanıklı olmadığı yönündeki rapora da itiraz ederek, "Nerede bu hamamın çürüklüğü? Neredeyse bulsunlar. Burası çürük desinler. O kadar deprem görmüş bu hamam. Hiçbir şey olmamış. Böyle bir duvar nerede var, 1 metreden kalın bir duvar. Bizi çıkarmak için her şeyi yaptılar. Benim bir şeyim yok. Benim çocuğuma ilk önce bir iş bulsunlar. Her şeyden vazgeçiyorum. Ben buraya 10 seneden fazladır işletiyorum. Masraf ettim, bir şeyler yaptım. Emek verdim. Ailemle, çoluğumla, çocuğumla. Bir mücadele verdim. O zaman bana bir tazminat ödesinler. Beni ondan sonra çıkarsınlar dışarı. Beni kolumdan tutup da atmaları mantıklı değil” dedi.
“Burayı terk etmeyeceğim”
Hamamı terk etmeyeceğini iddia eden Yıldırım, “Burası benim iş yerim. Burası benim ekmek teknem. Ben varımı yoğumu buraya vermişim. Beni bu şekilde mağdur etmenin bir anlamı yok. Ben şimdi kara kara düşünüyorum. Çocuğumu nereye işe vereceğim diye. Bu işten başka bir şey bilmiyor. Ben burada her şeyden önce amme hizmeti veriyorum. Ben burada halka bir hizmet veriyorum. Burada bir şehrin tek hamamı kapanıyorsa, bu şehrin ayıbıdır. 60 bin nüfuslu bir yerde yabancısı, yerlisi, misafiri, cünübü var. Ben senin evine gelip yıkanacağım diyemez bu adam. Hamama gelecek. Hangi kafaya hizmet edip de bu hamamı kapatıyorlar. 'Bu hamamın restorasyonunu yapacağız, tamir edeceğiz, sen de 3-5 ay 1 sene idare et bir şekilde, işletmeciliğini sana vereceğiz, sana da güvence veriyoruz' desinler. Ben de içindeki malzememi çekerim, beklerim. Ben ne yapacağım bilemiyorum" diye konuştu.
“Sauna yaptım, havuz yaptım, su tesisatına kadar ben yaptım”
Bir haber sitesinin “Bilecik’te hamam kapandı” diye haber yapıldıktan sonra gelenin gidenin ayağının kesildiğini anlatan Yıldırım, “Ben dava açacaktım, mücadele edeceğim. Ben hakkımı aramayı da biliyorum, ama beni de mağdur etmesinler. Ben buradaki eşyaları nereye götüreyim. Sauna yaptım, havuz yaptım, su tesisatına kadar ben yaptım. Beni kim savunacak, kim yardım edecek" diye anlattı.
Hamamın tarihçesini de anlatan Necmi Yıldırım, şöyle konuştu;
"Bu hamam 2. Dünya Savaşı zamanında cephanelikmiş. Bu yolun yukarısı Ermenilerinmiş. Yolun altında Türkler varmış. Türklerin Balık Pazarı’nın orada iki tane hamamı varmış. Türkler, Ermenileri bu hamamlara sokmamıştır. Ermeniler kendi aralarında toplanıp, para toplayarak 7 yılda bu hamamı yapmışlar. Bu savaş olup Ermenileri denize döktükleri zaman bunlar Bilecik’ten kaçıyorlar. Hatta Ermeniler Türklere ‘siz bizi hamama sokmuyorsunuz ama siz gelin bizim hamamımız da yıkanın’ demişler. Eskiden buraya tarihi eser diyorlardı. Bir taş kırıldı ‘bunu kaybetmeyin burası tarihi eser’ dediler. Ondan sonrada satmak için buranın ne tarihini bıraktılar, ne bir şeyini bıraktılar. Her şeyi sildiler, süpürdüler. Ben İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halis beyle de görüştüm. Halis Bey bana açıkça ‘biz burayı satmak taraftarıyız’ dedi. Ne yaparlar, ne ederler bilemem. Halis beye de 'beni mağdur etmeyin diye' diye söyledim. Ekim 1 itibaren kapatmayı düşünüyorlar” dedi.
“Buranın yıkılmasını istemiyoruz”
Hamamın kadınlar gününde olduğu bugün hamama müşteri olarak gelen 74 yaşındaki Neziha Ekici ise, kendisinin küçüklüğünden beri bu hamama geldiğini anlatarak, “Benim yaşım 74. Eski Bilecik’in yerlisiyim. Benim annem, babam, dedemi de hatırlıyorum. O zamandan kalan hatıra, hamamımızı kesinlikle yıktırmak istemiyoruz. Tarihi bir hamam burası. Biz ne yapacağız yıkılırsa. Şimdi ya kadar hiçbir şeyi yok. Bizler memnunuz. Herkes buraya geliyor. Yaşlısı, genci, çoluğu, çocuğu. Buranın yıkılmasını istemiyoruz. Vatandaşımız sahip çıksınlar” dedi.
İl Özel İdaresi "Ya yıkılacak, ya satılacak, ya da güçlendirilecek"
Konu hakkında görüşleri alınan Bilecik İl Özel İdaresi yetkilileri, binanın 10 senelik sözleşmesi bittiğini ve Şehir Hamamı’nın yapılan depreme dayanıklılık testinden güçlendirme kararı çıktığını belirttiler. Yetkililer, güçlendirme maliyetinin çok yüksek olduğunu, binanın yıkılacağını veya satılacağını, ya da güçlendirilecek belirterek Kültür Varlıkları Ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanları tarafından incelenin binanın tarihi eser olmadığına dair ellerinde rapor bulunduğunu da belirttiler.
