Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin bir düğün sonrası Bilecik’e dönmek için çıktığı yolda öğrendiğini söyleyerek, “O gece Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi ile birlikte düğün cemiyetindeydik” dedi.
Başkan Yağcı; 15 Temmuz gecesi yaşanan olayları ve 5 günlük süreci değerlendirdi. Öncelikle memleketin adına, şehrin adına, çoluk çocuğun ve kendisi adına bu haince kalleşçe darbe teşebbüsünü ve teşebbüste bulunan herkesi lanetlediğini söyledi. Bu asırda, bu şartlar içerisinde, bu yüzyıl içerisinde büyük bir hızda gelişmekte olan ülkeye ve ülkenin insanına bu olayların yapılmamasını söyleyen Başkan Yağcı sözlerine şöyle devam etti:
“Ülkemin imajı bu derece sarsılmamalıydı. Bu acı, bu ıstırap, bu kaos ülkeme yaşatılmamalıydı. Buna sebep olan bunun oluşmasına katkısı olan herkesi de lanetliyorum. Gerçekten Sayın Cumhurbaşkanımızın bunları bu işi yapan FETÖ terör örgütüne daha önceden haşhaşi olarak nitelendirmişti. Bunlar hem haşhaşi, hem hain, hem kalleş, hem lanet, hem yediği kaba affedersiniz pisleyen ahlaksız bir yapı olduğunu acı bir şekilde hepimiz gördük. Bu noktada onu ifade etmek istiyorum. Tabi 15 Temmuz'da gün içerisinde gündemlerimiz çok farklıydı. Biz AK Parti olarak, ülkemizdeki tüm insanlarımız olarak baktığımızda ülkemizi bir adım öteye nasıl götürebiliriz, şehirlerimizi nasıl hizmet getirebiliriz.
Aramızdaki sevgi bağlarını nasıl güçlendirebiliriz bu çaba bu gayret içerisinde bulunuyorduk. 15 Temmuz'da da o gün o akşam bir Belediye Başkanı arkadaşımızın kızının düğünü vardı. Sakarya'daydık. Sakarya'nın Hendek ilçesindeydik. Orada düğünde bulunduk. Bir çok protokolden de kimseler vardı düğünde. Hatta Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi ile birlikte nikah şahidiydik. Görevlerimizi dostumuza karşı yaptık. Çocuklarını tebrik ettik. Şehre dönmek içinde araçlarımıza bindik. Otobandan çıktık gişelerden geçerken oğlum aradı. Saate de bakmadım o şey içerisinde. Dedi ki 'Baba köprüler durdurulmuş. Darbe söylentileri var, uçaklarda alçak uçuş yapıyormuş’ dedi. Bir taraftan yolda hemen radyoyu açtık. Hemen TGRT radyonu bulduk ve olayları dinlemeye başladık. Ben Tugay Komutanımızı aradım. O yoğunluk içerisinde onunla görüşemedik. Sonra Vali Beyle bir görüşme yaptık. Bir sıkıntı olduğunu ve çalışma içerisin de olduklarını öğrendim.”
“Cumhurbaşkanımız telefonlar halkı sokaklara inmesini söylemesi darbenin seyrini değiştirdi”
Olayları öğrendikten sonra derhal Bilecik’e geldiklerini anlatan Yağcı, “Sayın Valimizin koordinasyonunda şehrimizde sıkıntıların yüksek seviyede olmaması için çaba sarf ettik. Bir taraftan şehrimizdeki halkımızın toplanması için ilçelerdeki arkadaşlarımızla diyaloglara geçtik. Çünkü bir taraftan bu olurken de bir taraftan da darbeyi önlemeye çalışan insanların da dağınık olmaması çevreye zarar vermemesi iyi yönlendirilmesi lazım. Çünkü bunun FETÖ tarafından olduğu yetkililer tarafından açıklandı. O şeyle sivil inisiyatif kullanılmaya kalkışıldığında da devlet yapısına uymayacak şeyler oluşacak. Allah razı olsun kardeşlerimiz gayet vakarlı bir şekilde tepkilerini gösterdiler. Bizde il protokolü olarak şehirde oluşabilecek sorunlara yönelik olarak Merkezde kalarak bu darbe sürecini öyle geçirdik.
Bizde belirli bir nokta oluştuktan sonra hemşehrilerimizin yanına gelerek o süreci yönetmeye çalıştık. Bir akşam da bozmak çok kolay ülke perişan olabilirdi. Yani bu noktada öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızın üstün yöneticilik vasfı, halkımızın gönlündeki yeri ve kendisinin dirayeti, cesareti, vesayeti ile tüm riskleri de üzerine alarak telefon arayıcılığıyla ‘ben buradayım’ diyerek çıkması ve halkımıza da ‘korkmayın meydanlara çıkın meydanların gerçek sahibi sizsiniz. Siz sahip çıktıkça bu vatan batmayacaktır’ tarzında teşvik etmesi, yönlendirmesi bence darbenin seyrini değiştirdi” dedi.
“Bu yapılan tutuklamalar falan hepsi bir tedbirdir”
Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, 300’e yakın şehitlerinin olduğunu söyledi. Bu şehitlerin vebalinin ödenmesi için kim gerekiyorsa herkesin hesabının vereceğini söyleyen Yağcı, sözlerine şöyle devam etti: “300'e yakın şehidimiz var. Bu kardeşlerimiz canlarını bu vatanın bağımsızlığı, ülkenin geleceği, ay yıldızlı bayrağın özgür bir şekilde dalgalanabilmesi için gözlerini kırpmadan, üzerlerine hiç vazife olmadığı halde vatanın bayrağın geleceği için canlarını feda ettiler.
Biz yöneticiler üzerinde ciddi bir mubah var. Kim olursa olsun hangi durumda konumda olursa olsun gerek devlet kademelerinde çalışsın gerek özel şahıslar olursa olsun bu darbenin yapıcıları, hainlerin bu şekilde cesaretli davranmasına sebep olan destek olan sempatisi olan herkesin hesabını vermesi gerektiğine inanıyorum. Anca o şehitlerimiz haklarını, kanlarını onlara hesabını sorduğumuz sürece bize helal ederler. Burada bireysel anlamda olaya bakmıyoruz.
Bunlar bu zamana kadar değişik yerlerden bu gücü alarak bu konuma bu duruma geldiler. Bunlarla organik, inorganik bağı olan herkesin bu bedeli ödemesi lazım. İlimizde de ülkemizin genelinde yapıldığı gibi kamu idareleri kamu daireleri noktasındaki olaylar hassasiyetle devam ediyor. Bunlara mensup olanlar şu aşamada yargı önünü çıkarılıyor. Yargı süzgecinden geçirerek gerekli tedbirler alınıyor şu anda. Bu yapılan tutuklamalar falan hepsi bir tedbirdir.
Cezalandırma süreçleri bundan sonraki mahkemelerle diğer şeylerle yapılacak işlemler. Kamu idareleri yine idari tedbir mahiyetinde açığa almaları, görevden el çektirmeleri ve benzeri tarzdaki çalışmalarda yapılıyor. Diğer ayaklarda olan organik inorganik olan diğer şeylerinde aşama, aşama ülkemizin yine yargıçlarımızın savcılarımızın bu konuyu da gerektiği şekilde hukuk devleti ilkeleri içerisinde idari birimlerimizin bu tarikatları da yapacağını ve buna ilişkin suçu olanların da hak ettiği cezaları en ağır şekilde görmelerini de ben canı gönülden istiyorum.”
“Buna sebep olan ve destekleyen her birinin de hesabını sorulacak”
Bu yapılan darbe girişimin tüm milletin sorunu olduğunu dile getiren Yağcı, “ Burada falancanın dayısıymış, filancanın amcasıymış kardeşiymiş oğluymuş devri değil bu. Bu bayrak dalgalandıkça bu devlet var oldukça her birimizin anlamı var. Onun için bu vatanın var olabilmesi için, bu bayrağın dalgalanabilmesi için, şehitlerimizin o haklarını bize helal edebilmesi için buna sebep olanların her birinin de hesabı sorulacak. Bundan kimsenin de bir gocunma içinde olmaması lazım. Devletin yetkili organlarının görevini laikiyle yapabilmeleri içinde hepimizin yardımcı olması lazım.
Mutlaka devletimiz süreç içerisinde bu anlamda suçlu olan bu bağları olan herkesi de soruşturacak ve bu anlamla suç teşkil eden eylem ve işlemleri olan herkes de bu anlamda cezasını görecek. Çünkü bu dönem şuanda yapılan ve yapılacak olan işler bir önceki süreçlere benzeyen işler değil. Eğer Allah muhafaza bunlar muvaffak olsalardı şuanda bu sorguları yapan devletin varlığı birliği dirliği için mücadele eden tüm kurum ve kuruluşları ve kişileri şuanda bunlar imha etmenin yöntemi içerisinde olacaklardı. Devletin varlığı birliği için, bu bayrağın dalgalanması için, ezanın kuranın bu vatan üzerinde susmaması için bizler bu sorumluluk içerisindeyiz. Bunun gereğini de hep birlikte yapmak zorundayız” ifadelerine yer verdi.
