RUMELİLER DERNEĞİ BAŞKANI OLARAK HEM ÜZÜLDÜM, HEM SEVİNDİM

Bilecik Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Sami Erçin geçtiğimiz günlerde basında çıkanda “Adı Var Ama Ne Tabelası Ne De Lokali Var” adlı habere istinaden bir basın açıklaması yaptı.

06 Aralık 2014 Cumartesi 14:44
2737 Okunma
RUMELİLER DERNEĞİ BAŞKANI OLARAK HEM ÜZÜLDÜM, HEM SEVİNDİM

 Bilecik Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Sami Erçin geçtiğimiz günlerde basında çıkanda “Adı Var Ama Ne Tabelası Ne De Lokali Var” adlı habere istinaden bir basın açıklaması yaptı.  

 

 

  Sami Erçin yaptığı açıklamada, görsel basında derneğimizin lokal mevzuatını gündeme alan İhlas Haber Ajansının (İHA) yapmış olduğu haberi okuduğunu belirterek, “Daha evvel Bilecik’te yerel bir gazetede muhabir olarak çalışan Erhan Toka’nın aynı şekil üzerinde tarafımıza mefaten serzenişte bulunmuş. İHA geçtiğimiz gün yaptığı haberi sosyal medya kanalı ile okudum. Rumeliler Derneği Başkanı olarak hem üzüldüm, hem sevindim. Çünkü bu bilgileri ancak bizlere yakın olan birilerinin yazdığını biliyorum ve tahmin ediyorum. Yönetim olarak 2010 yılında kurulmuş olan derneğimizin kurulduğundan beri görev yapan bizler biri mahallede, biri çarşıda olmak üzere iki tane lokal açtık. Bu lokal üyeleri olaylarına sahip olma olayı ile yaşar. Kira hükümlülüğü meselesi gündeme geldi bunu çekebildiğimiz kadar çektik. Çarşıda iki lokal açtık her iki lokalimizin üyeler ve insanlarımız derneğimizin yaşaması açısından hiç biri yardımcı olmamıştır. Bizler üçüncü ve dördüncü kuşak muhacirleri olarak gerekeni yaptığımıza inanıyoruz. Bizlere her konuda yardım eden insanlarımıza sonsuz teşekkür ediyoruz. Ancak, tenkitlerini bile açıkça yapmayan deve kuşu misali kendini saklayanlara bir sözümüz var. Bu işin neresindesiniz” dedi.

 

 

  “SAVAŞ SONRASI 1924 YILINDA VATANIMIZA GÖÇ EDEN DAHA SONRA HAYAT MÜCADELESİ YAPANLAR BUGÜN YOK”

 

  Savaş sonrası 1924 yılında vatanımıza göç eden, daha sonra hayat mücadelesi yapanlar bugün olmadığı belirten Erçin, ”Her şeyimizi, temelimizi Mustafa Kemal'e borçlu olduğumuzu unutanlardan değiliz. Yönetim zorluklara rağmen kurucu Başkanıyla beraber kurulduğu andan itibaren dernekte görev almaktayım. Derneğimizi her zeminde temsil etmeye çalışıyor ve bizlere her konuda yardımcı olan idarecilere, yöneticilere ve iş adamlarına teşekkür ediyorum. Bizler bu bayrağı yere düşürmeme çabasındayız ve bayrağı ileriye götürecek olan herkese kapımız açıktır. Bayrağı teslim etmeye de hazırız. Kuruluş çalışmalarından beri görev yapan tüm yönetici ve bizlere yardımcı olan üyelerimize tekrar ediyorum sonsuz teşekkürü bir borç biliriz. Derneğimizin ufak bir bürosu eski yöneticilerden Haydar Aksu'nun binasında büro olarak kullanıyoruz. Bizim derneğimizin lokal meselesi gündeme getirildiği zaman üzüldüğümüz konu adreslerini de verdim. 4 yıl 2 lokal açılmış, lokal ekonomik meselelerle birde dernekler masasının belli bir prosedürü neticesinde lokalde dernek binası olmayacağı için bu sefer iki bina olması lazım gerektiğini söyledik. Lokal ayrıca derneğin tekrar idari bürosunun olması lazım gerektiğini söylediler. Bizde ilk etapta bunları bize gösterilen teveccüh neticesinde arkadaşlar belirli bir noktada bizleri idare ettiler. Ama baktık gördük ki, hem resmi hem gelir düzeyinde bazı hareketler daha da maddi konular daha da kiranın neticesinde daha da ileriye gideceği için lokalimizi kapattık. Dernekler masasına o büronun adresini bildirdik. Durum bundan ibarettir. Benim üzüldüğüm konu, genelde derneklerin nasıl yaşadığını bizlerden daha iyi bilen insanlarsınız” dedi.

 

 

  “GENÇLERİMİZ KONGRELERDE TAŞIN ALTINA ELLERİNİ KOYMASI LAZIM”

 

  Kongrede genç arkadaşların taşı ellerinin altına koyması lazım gerektiğine inandığını belirten Erçin, “Geçmişteki arkadaşlarımız bunları yaptığı zaman biz büyük olarak onlara destek olduk. Her an, her zaman arkalarında bulunduk ama bu görev belli bir zaman sonra tarafıma tevcih edildi. Ben derneğimizin kongresinin yapıldığı zaman kongrede bile bulunmadım. Kolay bir olay değil dernekçilik o kadar basit olarak görünen bir unsur da değil. Hem hukuki, hem ekonomik olarak her derneğin zorluklar içinde yaşandığını biliyoruz. Ben emekliyim, benim yan gelirim yok. Arkadaşlarımız memur iş adamları olan ve bizlere destek veren tekrar ediyorum yeni yönetimimizde bulunan arkadaşlarımız her türlü konuda bazı arkadaşlarımız bize çok büyük yardımda bulundular. O yardımda bulunan insanlara da teşekkür ediyoruz. Belediye'den her türlü yardım aldık hatta Cuma günü Belediye Başkan yardımcısı Nihat Bey'e söyledim. Belediyenin bize kira verilmeyen dükkanlarından bir tane ucuz yollu dükkan verin de, derneğimizi oraya taşıyalım diye söyledim. Sorduğunuz zaman aynı şeyi Nihat Bey de sizlere aynı şekilde söyleyecektir. Benim açıklamam bu kadar” dedi.

 

 

  “MADDİ İMKANSIZLIKLARDAN DOLAYI 2 SENEDİR ÜYELERİMİ MAKEDONYA’YA GÖTÜREMEDİM”

 

  Bilecik’in küçük yer, ben dışarılarda temsil etme noktasında hareket ettiğim zaman Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı bize söz verdiğini belirten Erçin, İki senedir ben üyelerimi memlekete Makedonya'ya götürecektim fakat maddi imkansızlıklardan dolayı götüremedim. Çeşitli zorluk, çeşitli ekonomik meseleler gündeme geldi. Bunları böyle söylediğimiz zaman sanki başkan götürmüyor, benim bir üyemin pasaport masrafını 750 lira olduğunu düşünün. Yeşil pasaport meselesiyle ilgili konuda ben inanın 10 tane yazı yazdım. Pasaport konularıyla ilgili Başbakan dahil 10 tane insana mektup yazdım. Mektubumun metni şu şekilde oldu. Ben emekli işçiyim. Bizler yıllardır devlete işçi olarak çalışan insanlarız. Ben emekli oldum. Bir gezmeye giderken 3 defa dışarıya çıktım. Pasaport ve vize masrafım 750'şer lira. Emekli işçilere en azından yeşil pasaport verin ki vizeler sınırda olsun. Başbakan Davutoğlu başta olmak üzere, Bahattin Şeker, Fahrettin Poyraz, Süleyman Çelebi, Cemil Çiçek'e Efkan Ala'ya, Muharrem İnce'ye, Aykut Aydoğdu'ya Meral Akşener'e, Galip Türkan'a gibi isimlere mektup gönderdim. Bunlar kanun gereği devlete çalışan işçi ve memur hakikaten ayrı durumdadır. İşçi 25 sene çalışır emekli olur hiç bir hakkı yoktur. Yeşil pasaportu yoktur. Pasaport almaya gider masraf diz boyu ama emekli memurun 3’üncü dereceye gelen bir memurun yeşil pasaport masrafı 60 lira veya 70 liradır. Yeşil pasaportun sınırda olur vizesi bizim gibi işçi arkadaşlarımızın pasaportu muhakkak ki elçilikte olur. Gidersiniz evrakı alırsınız, evrakı tamamlar götürür verirsiniz elçilik size şu gün gel der ama noksanınız varsa 4 kez gidersiniz. Ben kanun çıkarıcılarına da yazdım. Bir öneri ve teklif vermek onların elindedir. Tabi bu arada tüm Türkiye'deki sendikalara sesleniyorum, Bu hususta işçilerin haklarını koruyunuz, bizim geçmişte aklımıza gelmedi. Dernekçiliğe başladık dışarıya açılma noktamız geldi. Masrafların ne olduğu önümüze çıkınca işçilerin ne kadar zorluk içinde yaşadığını gördük. Durum bundan ibarettir. Ben burada en büyük meselemiz genç arkadaşlarımızın olaylara sahip çıkmasını diliyorum. İnsanlar iş adamı olmuşlardır ama hiç bir iş adamı böyle derneklere gelmiyor. Yardımlarını da esirgemiyorlar. Derneğimize yardım eden her türlü yardımlarını esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim” dedi.

Son Güncelleme: 06.12.2014 14:44
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner22

resim yükleresim yükle