Kullanılmayan yıllık izin ücretlerinin tahsilinde hangi zaman aşımı süresinin uygulanacağı, uzun süredir çalışanlar ve işverenler arasında tartışma konusuydu. Yargıtay bu konuda önemli bir içtihat değişikliğine gitti ve belirsizliğe son verdi.
1 Temmuz 2012’den önce yıllık izin ücretleri için 5 yıl olan zaman aşımı, bu tarihte yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu ile birlikte 10 yıla çıkarılmıştı. Ancak 25 Ekim 2017’de yürürlüğe giren İş Mahkemeleri Kanunu ile birlikte işçi alacaklarında zaman aşımı süresi tüm alacak türlerinde 5 yıl olarak belirlendi. Kanunda yer alan geçici maddeye göre, 25 Ekim 2017’den önce başlamış olan zaman aşımı süreleri, eski hükümler doğrultusunda (10 yıl) işlemeye devam edecek. Ancak süresi henüz dolmamış alacaklar için, kalan sürenin 5 yılı geçmesi halinde, yeni düzenleme geçerli olacak. İş Kanunu’na göre, işçinin kullanmadığı yıllık izinlerin ücretine hak kazanması, iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte mümkün hale geliyor. İzin ücreti, işçinin işten ayrıldığı tarihteki brüt maaşı üzerinden hesaplanıyor ve zamanaşımı süresi de bu tarihten itibaren başlıyor. İşçinin işten çıkış şekli bu konuda belirleyici değil. Yani ister işveren tarafından haklı sebeple çıkarılmış olsun, isterse çalışan kendi isteğiyle işten ayrılmış olsun, kullanılmayan yıllık izin ücretinin ödenmesi gerekiyor.