BEL ÇEVRESİ ERKEKLERDE 94, KADINLARDA 83 SANTİMETREDEN FAZLA İSE DİKKAT

Diyetisyen Cemre Kamalı, ideal kilosundan fazla olanlar, bel çevresi erkeklerde 94 santimetreden kadınlarda 83 santimetreden fazla olanlar, ailede şeker hastalığı olan kişilerin insülin direnci gözlenebileceğini söyledi.

İbrahim Sünetci
İbrahim Sünetci
12 Mayıs 2023 Cuma 12:05
232 Okunma
BEL ÇEVRESİ ERKEKLERDE 94, KADINLARDA 83 SANTİMETREDEN FAZLA İSE DİKKAT

Diyetisyen Cemre Kamalı, ideal kilosundan fazla olanlar, bel çevresi erkeklerde 94 santimetreden kadınlarda 83 santimetreden fazla olanlar, ailede şeker hastalığı olan kişilerin insülin direnci gözlenebileceğini söyledi.  


  Kamalı, insülin direnci ile ilgili önemli açıklamamalar bulundu. Hızlı kilo alma, zor kilo verme veya verememe, bel çevresinde yağlanma, ani ve sık acıkma, doygunluk hissinin oluşmaması veya geç oluşması, aşırı tatlı isteği, aşırı susama, halsizlik, yorgunluk, agresiflik konsantrasyon güçlüğünün insülin direnci altta yatan sebeplerinde olduğu belirten Kamalı, sözlerine şöyle devam etti;
  "Hücrelerimiz bazen insüline cevap vermeleri gerektiği gibi cevap vermezler, bu duruma insülin direnci adı verilir ve ülkemizde oldukça yaygın bir durumdur.  İyi haber şu ki insülin direnci yaşam tarzınızdaki basit değişiklikler ile büyük ölçüde iyileştirilebilir. Yemek yediğimizde kanda yükselen kan şekerini kas, karaciğer ve yağ hücrelerine taşıyan ve kan şekerini düşüren pankreastan salgılanan bir hormondur. İnsülin hücrelere enerji sağlamak için kandaki glikoz formunda olan şekerin hücrelere iletilmesini sağlayan hormon olarak da tanımlanabilir. Normal sağlıklı bir insanda kan şekeri ve kan insülin seviyesi dengelidir. Bazı faktörler nedeniyle kas, yağ ve karaciğer hücreleri insüline karşı direnç gösterebilir. İnsülin direnci vücudun ürettiği insülini kullanamamasıdır. Kanda serbest halde gezinen glikoz vardır. Ancak insülin glikozu kas, yağ, karaciğer hücrelerine taşıyıp hücrenin glikozu enerji olarak kullanmasını sağlayamaz bu yüzden de hücre hep kendini aç ve enerjisiz hisseder. Kişilerin doygunluk hissetmemesi, yeme atakları yaşamalarına sebep olur."

  " Bel çevresi erkeklerde 94 santimetreden kadınlarda 83 santimetreden fazla olanlar insülin direnci gözlenebilir"
  Diyetisyen Cemre Kamalı; insülin direncin birçok farklı sebebi olabileceğini söyleyerek, "Genetik faktörler elbette önemli ama çevresel etmenler de insülin direncinin oluşmasına ve ilerlemesine katkı sağlayabiliyor. Bel çevresi yağlanması ve fazla kilo dışında birkaç olası başka neden daha bu soruna sebep olabilir. Yüksek miktarda işlenmiş basit şeker tüketmek, inflamasyon, hareketsizlik ve bozulmuş bağırsak florası insülin direncinin sebepleri arasında. İnsülin direncinin kabul gören en sık sebebi kanda bulunan yağ miktarının artışı olduğunu hatırlatmakta fayda var. İç organlardaki yağlanmanın artması, yani karın bölgesi yağlanma insülin direncinde önemli rol oynuyor. Bu tip yağlanma kana çokça serbest yağ asidi salınımına, hatta enfeksiyonel hormon salınımıyla insülin direncine neden olabilir. İdeal kilosundan fazla olanlar, bel çevresi erkeklerde 94 santimetreden kadınlarda 83 santimetreden fazla olanlar, ailede şeker hastalığı olan kişiler, gestasyonel diyabet tanısı almış kişiler, sedanter bireyler, LDL ve trigiliserit yüksek HDL düşük olan kişiler, açlık kan şekeri 200 MG'den fazla olan kişilerde insülin direnci gözlenebilir" dedi.

  "İnsülin direnci metabolizmaya zarar verdiği için kilo kaybı biraz yavaş gerçekleşebiliyor"
  Kamalı açıklamasının devamında, "İnsülin direncine sahip kişilerin dikkat etmesi gereken en önemli şey sağlıklı beslenmektir. Eğer insülin direnci ile beraber obezite varsa sağlıklı, çok düşük kalorili diyetlerden uzak, doğru bir beslenme tedavisiyle kilo kaybı sağlanmalı. Egzersiz, kan şekerinin düzenlenmesinde oldukça etkilidir. Bu yüzden her gün düzenli olarak egzersiz yapılması insülin direncni kırmak için yapılmalıdır. Günlük beslenmede düzenli ve az az sık sık öğünler yapılması gerekmektedir. Çünkü sürekli öğün saatlerinde değişiklik olması veya öğün atlama kan şekerinde dalgalanmalar yaratabiliyor. Son olarak ise beslenmede kan şekerini hızla yükseltmeyecek yani, glisemik indeksi düşük gıdalara beslenmede yer vermek önemli. İnsülin direnci olan kişiler kilo verebilir. Öncelikle bu algıyı değiştirmek önemli. İnsülin direnci metabolizmaya zarar verdiği için kilo kaybı biraz yavaş gerçekleşebiliyor. Ancak bu sizi korkutmasın, doğru bir beslenme tedavisiyle kilo vermek mümkün. Unutmayın, vücut yağ oranınız düştükçe insülin direnci de yavaş yavaş sonlanmaya başlayacak ve kilo verme kolaylaşacak" dedi.

  "Çok uzun saatler aç kalmayın, ara öğün yapıp yapmama durumunu günlük enerji veya kişisel ihtiyaçlarınıza göre ayarlayabilirsiniz"
  Kamalı son olarak insülin direncinde beslenme nasıl olmalı hakkında bilgi vererek, "Beslenme tedavisinin amacı insülin direncini düzeltmek ve oluşabilecek komplikasyonları önlemektir. Kişinin yüzde 7-10 oranında kilo kaybı, haftada en az 150 dakika olmak üzere fiziksel aktivite artışı ile insülin direnci tedavisi kolaylaşmakta ve diyabet gelişim riski yüzde 50’ den fazla azalmaktadır. Basit şeker içeren besinler, insülin direncinin en büyük düşmanı. Bunları hayatınızdan çıkarmaya çalışın ve daha doğal alternatiflere yönelin. İnsülin direncinde beslenme protokolü uygularken karbonhidrat kaynağı besinlerin protein kaynakları ile birlikte tüketilmesi kan şekeri regülasyonu için çok önemlidir. Mesela meyve yiyeceksek yanında mutlaka süt/yoğurt/peynir veya badem/fındık/ceviz gibi protein kaynağı olan besinlerle birlikte tüketin. Böylece kan şekerinin ani dalgalanmasını önleyebiliriz. Çok uzun saatler aç kalmayın. Ara öğün yapıp yapmama durumunu, günlük enerji veya kişisel ihtiyaçlarınıza göre ayarlayabilirsiniz. Üç ana öğünü atlamayın. Beyaz ekmek yerine tam buğday, tam çavdar ekmeği; pirinç yerine bulgur tüketmeye çalışın. Tam tahılların tüketimine yönelin. Haftada en az 2-3 kez kurubaklagil tüketin. Yüksek lif içeriğiyle hem bağırsak sağlığı hem de kan şekerinin kontrolü için önemlidir. Bağırsak sağlığını desteklemek için yoğurt, kefir ve pancar gibi gıdaları, beslenmenize ekleyin.  Yeterli protein almayı ihmal etmeyin ve öğünlerinizde mutlaka protein kaynağı besinlere yer verin. Yumurta, peynir, balık ve tavuk, hayvansal protein kaynakları arasındadır. Kırmızı et tüketimini de haftada üç porsiyonla sınırlamanızda fayda var" ifadelerine yer verdi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner22

resim yükleresim yükle