Bilecik'te patlayan 80 metrelik sulama borusunun aylardır tamirinin yapılmadığını iddia eden çiftçiler, 18 bin dönüm arazinin susuzluktan yandığını söylediler. Susuzluk nedeniyle 5 milyon fidenin ekilemediğini, ekilenlerin de kuruduğunu söyleyen çiftçi Osman Özalpkara gözyaşlarına hakim olamadı.  

  Bilecik merkeze bağlı Yeniköy'de tarımla uğraşan çiftçilerin Kızıldamlar Barajı'ndan borularla köylerine gelen sulama borularının patlak olması nedeniyle ürünleri yandı. Bu duruma bir an önce el atılmasını isteyen köylüler, gözyaşlarını tutamadı. Başta çilek, mısır, yeşil biber, domates, yonca, salatalık gibi ürünlerinden susuzluk nedeniyle verim alamayan çiftçiler, aylardır 80 metrelik ana boru patlağının onarılmadığını iddia ettiler. 

  "Devlet katrilyonlarca para yatırmış, baraj yapmış, 3 metrelik boru için bu köye bir damla su akmıyor"
  Köyde çiftçilik yapan Ahmet Şener, 5 yıldır köyde çiftçilik yaptığını anlatarak, "Bu yıl suların akmamasından dolayı hiç memnun değiliz. Bu tarlayı yapmak için 300 bin TL Ziraat Bankası'ndan kredi kullandık. Nisan'ın 1’inde bize su vereceğiz diye söylediler. Bugün Mayıs’ın 18’i ve 55-60 gün oldu, ben daha buraya bir damla su veremedim. Ben bugün Devlet Su İşleri (DSİ) 3. Bölge'yi de aradım, Ankara DSİ'yi de aradım bir sonuç alamadık, hala bize dönecekler.

Derdimiz büyük. Devlet katrilyonlarca para yatırmış, baraj yapmış, 3 metrelik boru için bu köye bir damla su akmıyor. Bu boruların sıkıntısı geçen sene kıştan beri var. Buradan bugün 20 ton çilek alsaydım, 20 liradan 400 bin lira olurdu. Bugün gezdik, 300 kilo çilek yok. Hepsi nohut gibi kaldı. İlçe tarım her türlü desteği veriyor. Tohum veriyor, bitki veriyor, her şeyi veriyor. Su olmayınca bir kıymeti yok" dedi.

  Çiftçi Recai Arslanboğa ise ömürlerinin tarlalarda geçtiğini anlatarak, "Bütün hayatımız burada geçiyor. Sonra vananın başına bir geliyoruz ve boru boş, hiçbir işe yaramıyor" diye konuştu.

  "Benim evimde 22 bin kök çimim var, evimin altında bekliyor şu anda"
  Çiftçi Hüseyin Ayaz ise, 1 Mart'tan itibaren tarlalara su verilmesi gerektiğini söyleyerek, "Bütün tül altı sebzemiz gitti. Mart, nisan, mayıs, haziran başı, hazirandan sonra da dikilecek çimin bu köye faydası olmaz. 3 ayda bir yetişir bu. 3-3 buçuk ayda verime geçer. Verdikten sonra da hiçbir şeye faydası olmayacak. Kasım gelecek, kırağı düşecek. Benim evimde 22 bin kök çimim var, evimin altında bekliyor şu anda. Su olsa bugüne kadar dikecektim ben bunu. İmkânım yok. Tankerlerle yaptık, hepsi kurudu gitti. Bin, bin 500 çim gitti vatandaşın da. Biz ne yapacağız Allah aşkına çoluk, çocuk hepimiz perişanız. Şu insanların rengine bakın. İnsanlıktan çıktık artık kaç gündür. Su peşindeyiz. Büyüklerimize sesleniyoruz. Sandalyelerinizden kalkın da gelin görün şu ortamı. Ovamız yanıyor. Buradan dört köy faydalanıyor; Küre, Kızıldamlar, Yeniköy, Deresakarı köyü arazisi olanlar. Hepimiz perişan olduk" ifadelerini kullandı.

  "18 bin dönüm arazi sulanmadığı için yatıyor, köyün içinde 5 milyon fide var"
  Osman Özalpkara ise gözyaşlarına hakim olamayarak, "Bize hiç kimsenin sahip çıktığı da yok. Bu yıl ben bu parayı neyle çıkaracağım şimdi? 375 bin lira. Ne ile çıkaracağım? Çöp oldu gitti bu para. Bundan sonra ben nasıl çiftçilik yapacağım? Ben burada 400 dönüm arazi işliyorum, sigortalı adam çalıştırıyorum. Bu paralar ne ile kazanılıyor, neyle oluyor? Bir tane tarım yetkilisi gelmedi buraya. Bir tane sorumlu gelmedi buraya.

Bu Yeniköy yangınını biliyorlar. Burada toplam 18 bin dönüm arazi sulanmadığı için yatıyor. Köyün içinde 5 milyon fide var düşünebiliyor musunuz? Biz artık çiftçilik yapmıyoruz, acı çekiyoruz acı. Acı çektiğimiz için de ağlıyoruz böyle. Gerçekten ağlıyoruz yani. Bütün psikolojimiz de bozuldu. Sinirlerimiz de bozuldu. Yani bu kadar emek verip, ben yatırmışım 3-4 milyon para. Uğraşıyoruz, didiniyoruz ondan sonra hepsi çöpe gidiyor" dedi.