EK ZAM İÇİN HAYKIRDILAR MEYDANLARA SIĞMADILAR

Kamu-Sen tarafından Ankara’da gerçekleştirilen eyleme Türkiye Kamu-Sen Bilecik İl Temsilcisi Ömer Yel, Türk Büro-Sen Bilecik İl Temsilcisi Cüneyt Taşkesen ve Kamu-Sen’in Bilecik temsilciliğine bağlı üyeler katıldı.

09 Aralık 2014 Salı 14:13
1384 Okunma
EK ZAM İÇİN HAYKIRDILAR MEYDANLARA SIĞMADILAR

 Kamu-Sen tarafından Ankara’da gerçekleştirilen eyleme Türkiye Kamu-Sen Bilecik İl Temsilcisi Ömer Yel, Türk Büro-Sen Bilecik İl Temsilcisi Cüneyt Taşkesen ve Kamu-Sen’in Bilecik temsilciliğine bağlı üyeler katıldı.

 

 

Katıldıkları eylem hakkında açıklama yapan Türk Büro-Sen Bilecik İl Temsilcisi Cüneyt Taşkesen, Türkiye’nin dört bir yanından olumsuz hava koşullarına rağmen, hak için yollara düşen memurlar Türkiye Kamu-Sen çatısı altında gerçek temsilcilerinin kim olduğunu bir kez daha tüm ülkemize ilan ettiklerini belirterek, “Sabahın erken saatlerinden itibaren Celal Bayar Bulvarında toplanan on binler, başta Genel Başkanımız İsmail Koncuk ve Sendikalarımızın Genel Başkanları olmak üzere yiğitlerin er meydanı Abdi İpekçi Parkına doğru harekete geçtik.  Yürüyüş güzergahı boyunca vatandaşların alkışlarla destek verdiği kamu görevlileri “Memurun katili yandaş sendika, Kamu-Sen burada yandaşlar nerede?, 123 yetmez Ek Zam isteriz!” sloganlarıyla Ankara’yı inlettik. Ayağa kalkan Sakarya misali Toros Sokak üzerinden miting alanına doğru akın eden on binlerce inanmış yürek, Hükümetten hakkını istedi” dedi.

 

 

 ANKARA BİR BAŞKA GÜZELDİ

 

Celal Bayar Bulvarından Abdi İpekçi Parkına tam iki saat boyu insan aktı ve memurlar büyük bir kararlılıkla yürüdüklerini belirten Taşkesen, “Ülkemizin dört bir yanından gelen Türkiye sevdalıları tek ses tek yürek oldu. Hep birlikte haykırdılar. “ Ek zam hakkımızdır. Hakkımızı yiyenler haramzadedir” diye. Hak, hukuk ve adalet diye avazları çıktığınca bağırdılar. Ayrımcılığa, keyfiyete, adam kayırmacılığına lanet okudular. Adil bölüşüm insanca paylaşım talep ettiler. Hele hele, yolsuzluğa öyle isyan ettiler ki, meydan sanki gök gürlemesiyle sarsıldı. Yürekler büyük bir heyecanla birlikte çarptı. Aksaray yaptıranlar, eşine dostuna devlet kaynaklarını peşkeş çekenler, özellikle yolsuzlukların üzerini kapatanlar, binlerce lanet ve beddua aldılar. İstedikleri kesimleri ihya eden ancak memur ve emeklilerin enflasyon altında inlemesine seyirci kalan bütün devlet yöneticileri de yoğun tepkilerden bolca nasiplerini aldılar. Hele hele memurun emeğini alın terini iktadara pazarlayan, “Memnun Sen”den bahsedilince büyük bir öfke yükseldi Ankara’ dan, binlerce lanet okundu, emek hırsızı sarı sendikamsı yapılanmaya. Ayrıca ülkeyi uçurumun eşiğine getiren hükümet uygulamaları da tepkilerden nasibini aldı. On binlerce Türkiye sevdalısı tarafından, Bölücü eşkıya ya verilen tavizler, bebek katilinin itibarını korumak için can siparhane çalışan bakanlar ve hükümet te en ağır şekilde telin edildi.

 

 

Bir kere daha gördük ki, bu ülkenin sahipleri dün olduğu gibi bugünde var ve sonsuza kadar var olmaya devam edecekler. Şehitlere, ecdadımıza ve hakka uğurladığımız memurlarımıza dua ile başlayan büyük buluşmamız, istiklal marşının okunması, Genel Başkanımızın ülkenin her meselesine damgasını vuran veciz konuşması sonrası, “Andımız” büyük bir coşkuyla okundu. Hep bir ağızdan “Varlığımız Türk Varlığına Armağan Olsun” sözcüklerinden sonra, Ne Mutlu Türküm Diyene sloganlarıyla meydan inlerken, bir büyük buluşmanın da sonuna gelinmişti. Uzaklardan dertleşenler bir kez daha Ankara’ da buluşmuşlardı, onbinler bir beden olmuştu ve tekrar veda saati gelmişti, uçbeyleri birbirleriyle kucaklaşarak ve helallik alarak nöbet yerlerine dönüş yolculuğuna koyuldular. Ne mutlu bu muhteşem Ankara buluşmasına katılanlara ve şahitlik edenlere, Ne mutlu Türkiye Kamu-Sen’liyim diyebilenlere” dedi.

 

 

BU DEVRAN BÖYLE GİTMEZ DİYEN ALNI ÖPÜLESİ BABAYİĞİTLERSİNİZ

 

 Sloganlar, marşlar ve tezahüratlar eşliğinde büyük coşku ve alkışlarla kürsüye gelen İsmail Koncuk, yurdun dört bir yanından gelen katılımcıları selamlayarak sözlerine başladı. Koncuk,, “ Bozguncuların oyuncağı olmuş, bölücülerin elinde esir düşmüş, yolsuzluklara kurban edilmiş politikaların, ayrımcılıkla harmanlandığı işyerlerinden, Vatan sevdasını, millet aşkını, ekmek mücadelesine katık edip, kar, kış demeden yollara düşen, dağlar aşarak, ovalar geçerek, kutlu mücadelemizin er meydanına koşan, çelik bakışlı, demir bilekli, mangal yürekli kardeşlerim, çok kıymetli basın mensupları, hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sizler bugün burada, sendikacılığın tarihini bir kere daha; yeniden yazıyorsunuz. Sizler bugün burada, hak aramanın, dik durmanın, onurun, namusun, şerefin kitabına imzanızı atıyorsunuz. Sizler, diktatörlerin, tiranların, kapı kullarının, el etek öpen yalakaların kol gezdiği yerde, haksızlığa, hukuksuzluğa, yolsuzluğa gömülmüş bu diyarda, menfaat uğruna cümle âlemin dilini yuttuğu bu zamanda, “Bu devran böyle gitmez” diyen, alnı öpülesi babayiğitlersiniz. Memurları, emeklileri enflasyona ezdirmedik deyip, ülkenin kaynağını ve kaymağını yandaş çevrelere dağıtanları gördünüz. Günlerce, sözde sendikaların ve siyasetçilerin büyük bir nimetmiş gibi anlattığı, toplu sözleşme yalanını izlediniz. Vatanın adım adım bölünmeye doğru götürüldüğünü, kardeşliğimize darbe vurulduğunu kaygıyla takip ettiniz. Siz sustunuz. Onlar korktunuz sandı. Siz beklediniz. Onlar sindiniz sandı. Siz sabrettiniz. Onlar bittiniz sandı. Korkmadınız, sinmediniz, bitmediniz. Anlayamadılar. Bilmiyorlar ki, her Firavun’un bir Musa’sı, her Nemrut’un bir İbrahim’i vardı. Bilmiyorlar ki“Sayılmayız parmak ile, Tükenmeyiz kırmak ile, Dışımızdan bakmak ile Anlayamaz kimse bizi” Anlamazlar, anlayamayacaklar. Sizler buraya memurları toplu sözleşme masasında yüzüstü bırakıp kaçanların, kamu çalışanlarını bir tarafa atıp, sendikacılık yaptığını sananların, ayrımcıların, bölücülerin, zalimlerin Musa’sı, İbrahim’i olmaya geldiniz.Allah hepinizden razı olsun” dedi.

 

 

YAZIKLAR OLSUN KARAYA AK DİYENLERE!

 

 Tarihi ve kritik bir dönemeçten geçiyoruz. 12 yıllık yıkım politikaları memuru, işçiyi, emekliyi, dul ve yetimi bitirdiklerini ifade eden Koncuk, “Ülke güvenliğimiz, sınırlarımız delik deşik edildi. Milli kimliğimiz, milli ve manevi değerlerimiz alt üst edildi. Yargı fethedildi. Basın kuşatıldı. Hukuk esir alındı. Ormanlarımız, madenlerimiz, limanlarımız, fabrikalarımız özelleştirme, yapılaşma, yapılanma kisvesi altında birilerine peşkeş çekildi. Kurumlar darmadağın edildi. Milletin sesi kısıldı, mazluma kulak tıkandı, şehit yakınına, gaziye sırt çevrildi. Teröristler baş tacı edildi. Cumhurbaşkanının oğlunun Milli Eğitim müfredatını belirlediği, eğitim sistemini düzenlediği, açılacak, kapanacak okullara karar verdiği bir dönem yaşıyoruz. Milli Eğitim Bakanı kim, belli değil. Ülkeyi Başbakan mı, Cumhurbaşkanı mı yoksa İmralı’daki katil mi idare ediyor, belli değil. Yuh olsun memurun, işçinin, emeklinin, işsizin, şehidin, gazinin itibarı yerle bir olmuşken, bebek katillerine itibar kazandırma peşinde koşanlara, Yuh olsun iradelerini teröriste teslim edenlere, Yuh olsun şahsi çıkar ve makam uğruna yerlerde sürünen, el etek öpenlere” dedi.


Son Güncelleme: 09.12.2014 14:13
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner22

resim yükleresim yükle